13 Nisan 2015 Pazartesi

Mavi.

Maviye boyalı gökyüzünün yüzü suyu hürmetine yaşıyoruz. Rüzgârlar esiyor içimizde ve öyle hissediyoruz derinlere gömdüğümüz güzel ruhları. Yağmur damlaları tenimizi okşayınca şefkate nasıl da hasret kaldığımızı anlıyoruz. İklimlerimizi birbirine uydurma derdindeyiz her birimiz... Dört mevsimi yaşamaya başlıyoruz bir anda, hoş ama bir o kadar da nahoş telaşların içinde. Verimsiz toprakları eşeliyoruz bir ümit çiçekler açar diye. Salkım saçak yeryüzü, kasırgalar almış bedenlerimizi sürüklüyor bilinmeze... Kaç ten dokunuyor tenlerimize, biraz daha fazla toza toprağa bulanıyoruz her farklı parmak izinde. Yağmurları bekliyoruz tekrar... Belki hiddetle yağar da temizler üzerimizdeki ölü toprağını. Hem gökkuşağı da çıkar belki ve köşe bucak saklanırız renklerin arasına. Belki köprü misali üzerinde geziniriz. İntiharın eşiğinde kanadı kırık kuşlardan rol çalarız. Madem uçamıyoruz dibe çakılırız delikanlıyız nidaları atarız. Mevsimler değişir, biz değişiriz. Yağmurlar şiddetini azaltır. Gökkuşağı veda eder bir gün. Kuşlar dalgaların üzerinde oynaşır. Hem onlar bizlerden daha güzel...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder